Aycı, dün CNN TÜRK televizyonunda katıldığı gazeteci Hakan Çelik’in sunduğu ‘Hafta Sonu’ programında bu konuya da değindi. Aycı’nın açıklamaları şu şekilde:
“Dinamik kapasite yönetimi en önemli şey. Filoyu dinamik olarak yönetmez isek sorun yaşarız. Tedarikçiler çok büyük sorun yaşadılar MAX kriziyle. Bu uçakların yasaklanması bir krizdi bizim için. Ama ikinci bir kriz de A 321neo programının, onun muadili olan uçağın da geç gelme ve geç teslimat sorunlarına girmesi, kendi içinde motor ve benzeri sorunlar yaşaması. O programda da geri kalınmasına sebep oldu. Bu bizim kapasitelerimizi yönetmemizde oldukça bizi zorladı ve acil planlar devreye koymak, kapasiteyi karşılamak için acil planlarla bazen uçuş kesmek zorunda kaldık.
BUGÜN DURUM ÇOK FARKLI
Bugün geldiğimiz dünyada ise durum çok farklı. Gözüküyor ki, birkaç ay uçuş konusunda bir kesinti olacak. Ve her ne kadar yasaklar Nisan ortasına kadar ilan edilmiş olsa da, belli ülkelerde bu Nisan sonunu veya Mayıs’ı da bulabilecek kadar ötelenebilir veya açılsa bile çok kısmi olarak, çok kademeli olarak, kontrollü olarak herkes uçuşlarını açmayı tercih edecektir. Bu anlamıyla bu kontrollü uçuş dengesinin Haziran’da başlayacağını düşünüyoruz. Gerek Lufthansa başkanının yaptığı, gerek IATA CEO’sunun yaptığı açıklamalar, British Airways’in, United Airlines’ın, American Airlines’ın yaptığı açıklamalar; bunların hepsinde görüyoruz ki, çok benzeri durumlar var. Bu krizin birinci derecede muhatabı şu anda ilk vurduğu alan havayolu şirketleri. İkinci, turizm şirketleri, tur operatörleri, oteller, restoran sahipleri, acenteler, AVM’ler.
ZİNCİRLEME OLARAK DOMİNO ETKİSİ
Dolayısıyla şöyle bir durum var; Zincirleme olarak bir domino etkisiyle birbirimizi etkiliyoruz. Bizden başlayarak bu kapasite düşüşü, uçuş yasağından dolayı insanların evine kapanması, kendilerini izole etmesi bu virüsün pik noktasının bitip, kontrol altına alınıp, aşağıya doğru inene kadar bu süreci yönetmemiz gerekecek. Bu süreç eğer biz yasaklara uymazsak, evlerimizde kalmaz isek uzayacak. Uzadıkça havacılık sektörüne binen yük artacak. Zincirleme diğer sektörlere binen yük de artacak. Ekonomik faaliyetler üzerinde baskı oluşturacak. Bu birinci meselemiz, o yüzden kapasite yönetimini dinamik yapacağız. Şu anda siparişlerimiz var. Bu siparişlerin tedariğini düzenli olarak bize şirketler yapmak istiyorlar ama biz mesela gerek A 350’lerin teslimini, gerekse yine bazı uçakların teslimi konusunda üreticilerle görüşüyoruz. Kapasite açıldığında bu uçakları hemen almak istiyoruz.
SİPARİŞ İPTALİ SÖZ KONUSU OLABİLİR Mİ
Gelecekte bütün siparişleri yeniden değerlendirebiliriz, gözden geçirebiliriz. Dinamik kapasite yöneteceğiz, şimdiden iptal edeceğiz deyip üreticileri de korkutmak istemem. Yok iptal etmeyeceğiz deyip de, kapasite düşükken yatırımcılarımı korkutmak istemem. Süreci inceleyeceğiz, bakacağız. Sürecin gereği şeklinde üreticilerimizle her zaman olduğu gibi el sıkışarak o süreci yöneteceğiz beraber.
YERDE YATAN UÇAKLARI DAĞITACAĞIZ
Yerde yatan uçaklar depolama sürecine girerse Türkiye’nin muhtelif yerlerine dağıtacağız. Başta İstanbul Havalimanımız olmak üzere bir iki merkezde toplayacağız. Bazılarını bakıma alacağız. Atatürk Havalimanındaki bakım merkezimizde, Sabiha Gökçen’deki bakım merkezimizde bakımlarını yaparak uçuşlar yeniden başladığında hızlı bir şekilde devreye alınabilmesini sağlayacağız. “
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |