Kaan Yaveroğlu, havacılık tutkunu genç bir blogger. Öğrenim hayatını ABD’de sürdürüyor. Kaan henüz konuşmayı dahi öğrenemeden dünyadaki tüm havayollarının isimlerini logolarına bakarak hatasız söylemeyi öğrenmiş. Blog adresi everything-aviation.org ve youtube kanalı youtube.com/everythingaviation’da yüklediği videolarla farklı konularda içerik üretiyor.
Havacılık aşığı bu genci siz haberair.com okurlarına kısaca tanıtmak isteriz…
Neden bir havacılık bloğu açma ihtiyacı hissettiniz?
Çok küçük yaşlardan beri uçaklara ve havacılığa büyük bir ilgim var. Açıkçası neden ve tam olarak ne zaman başladı emin değilim. Kendimi bildim bileli bu böyle. Belki küçükken yaşadığımız apartmanın bir havaalanının çok yakınında olmasının bunda bir etkisi olmuş olabilir ya da babamın iş için sürekli seyahat ediyor olmasının. Daha konuşmayı bilmezken dünyadaki tüm havayolu şirketlerinin isimlerini logolarına bakıp hatasız söylüyormuşum. Bu ilgi zaman içinde artarak devam etti. En son pandemi döneminde okullar kapanınca da uzun zamandır yapmayı planladığım blog açma konusuna sonunda vakit bulma fırsatım oldu. Bloğum ile amacım havacılıkla ilgili gördüğüm, okuduğum, ve araştırdığım konularda yazmak, öğrendiklerimi paylaşmak idi. Yazmaya başladıkça oluşturduğum içeriği görsel olarak paylaşmanın daha etkili olacağını düşündüm ve kısa videolar hazırlamaya başladım. Böylelikle de YouTube kanalım ortaya çıkmış oldu.
İlk hazırladığım video havalimanı terminal tasarımları ile ilgiliydi. Aralarında İstanbul Havaalanının da bulunduğu örneklerle iyi tasarım tekniklerinin operasyon verimliliği ve yolcu deneyimi üzerindeki etkilerini ele aldım. Sonrasında uçak bileti fiyatlarındaki farklılıkların nedenleri, fosil yakıtsız uçak ve hava araçları, SpaceX’in Starship prototip denemeleri ve yeni uçak modellerinin ulaştırma ve seyahat sektörlerine etkisi gibi birçok farklı konuda içerik üretme fırsatı buldum.
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak araştırdığım konular hakkında da yazmak istedim. Örneğin, uçak seyahatlerinde hep dikkatimi çeken bir konu, yolcuların uçak iner inmez ayağa kalkmaları ve daha kapılar açılmadan kuyruğa girip beklemeleri. Çoğu zaman uçaktan inince uçak-terminal arası servis yapan otobüse binmek durumunda olduğumuz için erkenden ayağa kalkıp sıra gelmeden harekete geçmemiz bize ne ölçüde bir zaman kazanımı sağlıyor? Uçaktan topluca inmenin en etkin yöntemi nedir ? Havayolu şirketleri bu konuda süreçlerini nasıl düzenliyor – gibi soruları ele aldığım bir video hazırladım. Bu konuda yapılmış akademik araştırma, simülasyon, ve optimizasyon modellerin sonuçlarını derlediğim bir çalışma oldu. Merak edenler bu videoyu https://youtu.be/OMYvH982Fag adresinde izleyebilirler. Şu an ailemle beraber yurt dışında yaşadığım ve lise öğrenimime burada devam ettiğim için ürettiğim içerikler İngilizce ancak videolarıma özellikle Türkçe altyazı eklemeye çalışıyorum.
YouTube kanalım ve hazırladığım videolar sayesinde benzer ilgi alanları olan kişilerle de tanışma imkanı buldum. Örneğin, bu sayede bir süre önce 12-17 yaş grubuna havacılığı sevdirmek ve özendirmek gibi bir misyonu olan bir sivil toplum kuruluşunda yarı zamanlı olarak çalışmaya başladım. Bu sorumluluk için seçilmemde hazırlamış olduğum blog ve video içeriklerini referans olarak göstermemin büyük katkısı oldu. Şu an sosyal medya hesaplarının koordinasyonluğunu yapıyorum ve düzenli olarak havacılık tarihi, uçak modelleri, ve kariyer olanakları gibi konularda dijital içerik üretiyorum. Çoğunlukla eski pilot ve havacılık çalışanlarından gönüllülerinin oluşturduğu bu organizasyonun hazırlamış olduğu eğitim müfredatı için de video programları çekiyorum. Buradaki deneyimimde benim için en gurur verici olay, 8 Mart Kadınlar Günü için hazırladığım içerikte Amerikalı çocuklara dünyadaki ilk kadın savaş pilotu olan Sabiha Gökçen’i tanıtmak olmuştu.
İlgi duyduğu konularda araştırma yapan ve yazı yazan herkese tavsiyem bir şekilde vakit bulup video oluşturma ve düzenleme yazılımlarını kullanmayı öğrenmeleri, ürettikleri içerikleri videoya da uyarlamaları ve konu ne olursa olsun video klibi olarak da paylaşmaları. Her ne kadar benim videolarımın izlenme sayısı göreceli olarak daha çok düşük olsa da, sadece yazarak bu kadar etkileşim alamazdım ve önümde bu kadar farklı kapı açılmazdı diye düşünüyorum.
Türkiye ve dünya havacılığını kıyasladığınızda ne gibi farklılıklar var? Türkiye son dönemde havacılıkla ilgili atılımlar yaptı, bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye’de havacılık sektörünün özellikle iki alanda oldukça gelişme katettiğini düşünüyorum. Bunlardan ilki, Türk Hava Yolları’nın göstermiş olduğu büyüme ve gelişme. Türk Hava Yolları bu yıl itibariyle 127 ülkeye ve 325 farklı noktaya uçuyor. Dünyada zaten toplam 195 ülke var ve Türk Hava Yolları’nın uçtuğu ülkelerin nüfusunu değerlendirecek olursak bunun dünya nüfusunun %95’ini kapsadığını görüyoruz. THY’nin ardından gelen en yakın takipçisi Air France, 91 ülkeye uçuyor.
Uçak sayısına baktığımızda da Türk Hava Yolları 362 uçağı ile ilk onda yer alıyor. İç pazar hacimleri çok büyük olan Amerika ve Çin gibi ülkelerin şirketlerini çıkardığımızda ise ilk üç içinde olduğunu görüyoruz.
Ancak bir diğer önemli başarı, uçulan nokta sayısından çok, tüm bu uçuşlarda verilen hizmetin kalitesi ve müşteri memnuniyeti. Özellikle Amerikan şirketleri ile karşılaştırıldığında hizmet kalitesinin farkı belirgin olarak ortaya çıkıyor. Örneğin Türk Hava Yollarında kısa uçuşlarda bile yemek servisi varken Amerika’da kabin içinde bulabildiğiniz yemekler genellikle ücretli oluyor. Burada Türk Hava Yolları ile daha önce uçmuş olup da “Amerika’dan Avrupa’ya da direkt uçuşları olsa Türk Hava Yolları ile uçmak isterdik” diyen birçok Star Alliance üyesi Amerikalı ile tanıştım. Hatta Doğu Avrupa’ya İstanbul üzerinden uçmayı tercih edenleri biliyorum.
İkinci konu ise yine son dönemlerde gerçekleştirilen altyapı yatırımları. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ikinci pisti, İstanbul Yeni Havalimanı, Dalaman Yeni Terminal Binası… Bunlar hep ihtiyaç duyulan çalışmalardı. Örneğin, Atatürk Havalimanı’nın yıllık 40-45 milyonluk yolcu kapasitesi vardı ki kapandığı 2018 yılında bu rakamın çok üstünde, yaklaşık 70 milyon yolcuya hizmet veriyordu. Sabiha Gökçen de benzer şekilde ikinci pistin devreye alınması öncesi dünyada tek piste sahip olan en kalabalık havalimanı konumunda bulunuyor. Tüm bu hazırlıklar özellikle COVID sonrası artması planlanan yolcu trafiği ve deneyimi için önemli yatırımlar. Şu an üzerinde çalışmakta olduğum bir video için World Economic Forum’dan elde ettiğim veriye göre, Türkiye 2019 yılı itibariyle son on yıllık dönemde Hava Taşımacılığı Altyapı Kalitesi endeksinde dünya sıralamasında 19 basamak yukarı çıkmış. Yine de son sıralamada 35. olduğumuzu göz önüne alacak olursak, bu yatırımların önemi bir kere daha ön plana çıkmaktadır.
Öte yandan, tabi ki sektörde sadece en çok yere uçmak ya da en fazla trafiğe hizmet veriyor olmak yeterli değil. Bu başarıların, verimlilik ve marka/şirket değeri sıralamalarında da zaman içinde üst sıralarda yer almamızı sağlıyor olması oldukça önemli.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|